Mühendis gibi düşünmek
Mühendislik bir meslek değil, bir düşünme biçimidir. Mühendislik eğitimi, kişilerin beyinlerinin içine koydukları bilgilerden daha fazla, beyinlerinin çalışma biçimini değiştirir. Amaç kişinin daha analitik düşünebilmesini sağlamak, sebep-sonuç ilişkilerini görme becerisi kazandırmak, eldeki imkanlarla mevcut sorunlara etkin çözümler üretebilmek olmalıdır.
Böyle bakınca mühendislik eğitimi almış bir çok kişinin, hatta mühendislik kitaplarını yalayıp yutmuş, iyi ortalamalarla diplomasını almış bir çok kişinin aslında mühendis olamadığını üzülerek görebiliyoruz. Bunun yanında hiç bir eğitim almadığı halde doğuştan gelen bir yetenekle mühendis gibi düşünen, olaylara farklı bakan, pratik çözümler üreten insanlarımız da mevcut.
Bazıları da hem doğuştan mühendistir, hem de üzerine mühendislik eğitimi almıştır. Bunlar kaymaklı ekmek kadayıfı gibidir :)
Peki tüm bunlar nereden geldi aklıma?
Tübitak’ın bir proje hakemliği için İzmir’e gittim. [Hayır inceleme için gittiğim Ar-Ge firmasından bahsetmeyeceğim, oradaki değerlendirmelerim rapora yazılacak.] Şirketle mülakatımız öğleden sonraya kadar devam etti. Orada işim bittikten sonra o kadar yolu gelmişken hemen geri dönmek yerine bir ziyaret yapmak istedim. Okul arkadaşım TCA ile buluştuk, akşama kadar beraberdik. Yarım günden az süren görüşmemizde, mühendisliğin hayata uygulanmasına dair o kadar çok örnek gördüm ki, dönüşte bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim. Keşke bizim bazı öğrencilere örnek olarak gösterebilsem diye içimden geçirdim. Favorim özellikle çaptan ikiye bölünmüş atık su borusu ile kütük transferi projesiydi :D