Radikal Takvim Değişikliği Teklifi

Eki 4th, 2010 | Filed under Bence böyle, Bilim, Mizah

Cuma günü geldiğinde “hafta ne çabuk bitti, daha bir sürü iş var, biraz daha zaman olsa iyi olurdu” diye düşünüyorum. Pazar akşamı olduğunda ise “haftasonu bitti bile, halbuki evde daha yapılacak şeyler vardı” düşünceleri dolaşıyor kafamda. Ayrıca haftasonunun 2 gün olması küçük seyahatleri de engelliyor. Halbuki bir gün daha uzun olsa haftasonu tatillerinde ufak çaplı seyahatler yapılabilir. Böylece daha aktif bir dinlenme sağlanabilir.

Bu düşüncelerle haftalık gün sayısını değiştirmeye karar verdim:

Madem haftada 5 gün mesai yetmiyor, haftalık mesai günü sayısını 7 güne çıkaralım. 2 gün haftasonu da yetmiyor, haftasonu da 3 gün olsun. Böylece bir hafta 10 gün olur ki alıştığımız onluk tabana daha uygun. Kendine has ismi olan 5 gün var, iki tanesi bunlarin “ertesi” şeklinde. Diğer üç günün de ertesini yaparsak günleri isimlendirme problemi de kalmaz. Pazartesi-Perşertesi arası 7 gün çalışıp, cuma-pazar arası üç gün dinleneceğiz. Çok daha verimli olacağına gönülden inanıyorum. Resmi tıklayarak sizler için hazırladığım Kasım’2010 takvimini inceleyebilirsiniz.

Bunun bir adım ötesi olarak tüm ayların 30 gün olmasını, dolayısıyla her ayın yukarıdaki takvimde olduğu gibi pazartesi başlayıp, pazar günü bitmesini, senelerin 12×30=360 gün olmasını, eksik kalan 5 günlerin 6 senede bir artık ay olarak sene sonuna eklenmesini ve dolayısıyla 6 senede bir senenin 13 ay olmasını, her seneden artacak 6 saatlerin ise 12 senede bir 3 gün olarak yılsonuna ilave edilmesini ama bu günlerin aylara ve gün sıralamasına etki etmeden +1 +2 +3 olarak isimlendirilmesini, bu üç günün tatil olmasını ve bu günlerde her yetişkin için 0-12 yaş arası çocuklara hizmetin şart olmasını planlıyorum.

Herkesin desteğini bekliyorum.

  1. Emin Sefa
    Eki 4th, 2010 15:13

    Kesinlikle böyle bir şey gerekiyordu. Tabi 5 gün mesai 5 gün tatil daha güzel olurdu :) Ülkemizin böyle projelere destek vermesi gerekiyor.

  2. Turhan Bozkurt
    Eki 4th, 2010 21:51

    Benim için çok geç, zaten her günüm tatil.

  3. M.R.B.
    Eki 5th, 2010 10:12

    Emin Sefacigim, daha cok tatil yapma istegini saygiyla karsiliyorum ama haftaici gunler de islere yetmiyor, bu yuzden boyle bir degisiklik ihtiyaci hissettim. dikkat edersen calisma/dinlenme gunleri orani cok degismiyor, su an 2.5 (5/2)iken degisiklikten sonra 2.33 (7/3) oluyor. ama verim olarak hem is performansinin hem de tatillerin cok daha iyiye gidecegine inaniyorum :)

    Turhan Abicigim, simdi size her gun tatil, pek farketmez ama siz yine de destekleyin. Yarin bir gun cocuklar evlenip ayri yerlere gidince, 2 gun haftasonu kendi islerine anca yeter. ama bir ucuncu gun daha tatil olursa sizi daha rahat ziyarete gelirler :)

  4. fatma
    Eki 6th, 2010 00:25

    ben projeyi çok beğendim. alışıncaya kadar zorlanırız diye bile düşünmüyorum zira geçen gün milyarı okumaya zorlandığımı farkettim. yani, daha bir kaç sene önce paramın hesabını yaptığım sisteme bile yabancılaşmışım.

    dünyaca kabul etsek çok güzel olur. tüm kalbimle destekliyorum.

  5. Sena
    Eki 6th, 2010 01:43

    Mehmet Abi, projeni ilgiyle inceledim ve beğendim. yalnız kafama takılan önemli bi nokta var: 6 senede bir senenin 13 ay olması mevsim kaymasına sebep olmayacak mı? tıpkı, eskiden kış aylarına denk gelen ramazan ayının şimdi yaz aylarına gelmesi gibi…
    tabi bir de eklenecek 13. ayın ismine ne konacağı meselesi de var. (ona da “aralıkertesi” diyelim :) lakin ona da mitolojik bir tanrının isminden yola çıkarak bir şeyler konur herhalde. ya da latince “onüçüncü ay” ne demekse o :) yalnız hristiyan aleminin şu aptal batıl inançlarından ötürü 13. ay fikrine pek sıcak bakacaklarını sanmıyorum :)) o yüzden dünyaya açılmamız bizi biraz zorlayabilir :)

  6. M.R.B.
    Eki 6th, 2010 03:06

    Fatmacigim, destegin icin tesekkurler. sen tumkalbinle destekliyorsan, bu isin olmamasi icin bir sebep yok.

    Sena’cigim, 13 aylik seneler mevsim kaymasi yapmayacak, tersine olusacak kaymayi duzeltecek. soyle ki; seneler 365 gun yerine 360 gun yapacagimiz icin, her sene 5’er gunluk bir kayma olacak. altinci senede bu kayma 30 gune cikacak ve biz ilave bir ay koyarak sifirlayacagiz. yani maksimum kayma besinci senede 25 gun olmus olacak, cunku altinci senede sifirlamis oluyoruz.

    bir Turkcede 6 senede bir gelecek ay icin guzel birisim buluruz elbet, bu problem olmaz. gerekirse bu takvimin babasinin ismi de verilebilir (ehem)… bati dunyasinda ise farkli bir isimle hem diger aylarla uyumlu bir isim verip hem de 13. ay derdinden kurtulabiliriz. latince sayilari hatirlarsak: (yunanca sayilarla karistirmayalim!)
    1 – unus, una, unum
    2 – duo, duae, duo
    3 – tres, tres, tria
    4 – quattuor
    5 – quinque
    6 – sex
    7 – septem
    8 – octo
    9 – novem
    10 – decem
    buradan 7, 8, 9, 10 sayilari ile ingilizce ay isimlerini karsilastiralim:
    semtember, october, november, december.
    evet, dogru tahmin ettiniz, eylulu yedinci ay, ekim sekizinci, kasim dokuzuncu ve aralik onuncu ay. biz de artik yildaki aya latince 11 sayisini eslestiririz, hem 13 sayisi olmaz, he sira bozulmaz. bati dunyasi icin yeni ayin ismini acikliyorum:
    UNDECIMBER :)

    bir de ekstra aciklama yapayim: eski romada yilin ilk ayi mart idi. boyle oldugunda az once soyledigim ay isimleri ile numalarar eslesiyordu. subat senenin son ayiydi ve tum aylar bir 31 bir 30 gun sirasiyla giderken, subat 29 gundu. 4 senede bir o da 30 cekiyordu.
    julius sezar en sevdigi aya kendi ismini verdi ve o aya JULY demeye basladilar. o gidip de pesinden augustin sezar geldiginde o da kiskandi ve bir sonraki aya kendi adini verdi. sonraki ayin ismi de august oldu. ama augustin sezar kendi ayinin julius’un ayindan bir gun kisa oldugunu farkedince, august ayi da 31 gun yapildi. eksilen bir gun ise yilin sonundan, yani subat ayindan eksiltildi. bir sure pespese uc ay (july, august ve september) 31 gun olarak kullanildi. ama daha sonra eylulun bir gunu ekime ve kasimin bir gunu araliga verildi ve aylar simdi kullandigimiz gun sayilarina kavustu. yil basinin ocaga alinmasiyla yil sonunda iki tane 31 gunluk (aralik-ocak) ve yil ortasinda iki tane 3 gunluk (temmu agustos) ay pespese geldi.

    simdi bu kadar mantiksiz sebeplerle, kisilerin egolariyla olusturulmus bir takvim yerine, teklf ettigim takvimin cok daha tutarli oldugunu usunuyorum.

  7. Fırat KÜÇÜK
    Eki 7th, 2010 09:23

    Bir yıl 360 gün ve bir hafta 10 gün olunca haftanın günleri de sabit olmuş oluyor. Yani her ayın 1, 11, 21’i pazartesidir. Böylece kafa karışıklığı da olmaz. Yani bugün ayın kaçı sorusu ciddi miktarda azalır.

  8. M.R.B.
    Eki 7th, 2010 12:00

    Fırat, aynen katiliyorum. “bugun ayin kaci” sorulari azalacagi ve gun sayesinde kaci olacagini bilecegimiz gibi, atiyorum uc ay sonra ayin 21’i hangi gune geliyor bunu da hemen bilebilecegiz. veya 2023 senesinde martin yirmisinin hangi gun olacagini hemen simdiden soyleyebilecegiz.
    zaten bu yuzden 12 senede bir gelen 3 gunluk bayramlari gun isimleriyle degil de +1, +2 ve +3 diye isimlendirdim. aksi halde gunler kayacakti :)

  9. Fırat KÜÇÜK
    Eki 8th, 2010 07:19

    Hocam bunu teklif olarak sunabilirsiniz. Güzel bir makale ile. Aslında hafta kavramının tamamen keyfi olduğunu vs.. Bir de kazanılan iş gücünün rakamsal olarak ifadesi mümkünse daha iyi olur.

  10. Sena
    Eki 11th, 2010 19:04

    Mehmet Abi dediğin doğru, ben de bir an için standart ay kavramı içerisinde durumu değerlendirerek 13. ay fikrine odaklanmışım. yani bi mevsim kayması söz konusu olsa da, evet bu 13. ay yüzünden değil. aksine o kurtarıcı ay :)
    bu arada yeni ayın ismini, onun 13. ay olduğunu hissettirmeden bir şey koymak hem zekice, hem sıralamaya da uyuyor. hem dediğin gibi takvimin babasının ismi neden olmasın, julius-augustin sezar bi zamanlar yapmış da biz kullanmıyo muyuz :))
    ha bir de, takvimin tarihçesi ile ilgili bilgilendirme için teşekkürler Mehmet Abi :) insanlık adına çalışmaların umarım devam eder (bunu içtenlikle belirtiyorum :)

  11. barış
    Eki 17th, 2010 00:55

    güzel bir çalışma hocam onluk taban olayı gayet hoş olmuş(hesap kolaylığı açısından) ancak benim takvimim daha radikal bence şöyle ki hani çocukluğumuzu hatırlayın ilkokulda iken cuma gününü iple çekrerdik pazartesi günü iste kabus gibiydi ve pazartesi günü olduğunda sanki cuma veya hafta sonu hiç gelmeyecek gibiydi oysaki günler random olarak değişse yani akşam haberlerinde bir devlet erkanı çıkıp diyecek ki: sayın Türkiye! (ya da ütopya!) yarın salı günüdür veya yarın salı ancak ertesi gün çarşamba değil cuma olarak karar kılınmıştır! dese ve ekranın başındaki öğrenciler şöyle içten bi oleyyy çekseler ne güzel olurdu dimi en azından yarın acaba hangi gün olacak diye heyecanla beklerdik he tabi diyeceksiniz ki bu kadar önemli organizasyonlar ne biliyim gerekli kurultaylar, toplantılar falan belli bir takvime göre planlanıyor ha orasını bilmem oraya da bir çözüm bulunur elbette değil mi:)

  12. M.R.B.
    Eki 18th, 2010 01:03

    Barış, dusunmek bile istemiyorum :)
    ben isleri yetistirebilmek icin hafta ici gunleri 7’ye cikarmaya calisirken, senin teklifin kabul olursa kahrolurum. hersey daha da belirsiz ve zor olur o zaman benim icin.
    ama yine de mevcudu sorgulamak bir adim atmaktir. tesekkur ederim.

  13. Hakan ÜÇOK
    Eki 19th, 2010 08:52

    Kesinlikle güzel bir fikir !!!
    Ayrıca Gün ‘ün süresini de (24 saat) 48’e çıkaralım. Bir aralar ciddi ciddi bu olayı hayata geçirmeye çalışmıştım (kendi üzerimde denedim), ancak kimse bana katılmadığı için “uyumsuz” olmaya başladığımdan vazgeçmiştim.
    Şaka değil, ben ciddiyim !

  14. ertuğrul
    Şub 21st, 2011 20:58

    Kesinlikle katılıyorum. Bende kendi kendime daha önce böyle birşey düşündüm ama o zaman da haftanın uzunluğu dengesiz oluyordu.
    4 gün ders 3 gün tatil neredeyse %50-50
    5 gün ders 2 gün tatil de çok az.
    küsüratlı gün de olmaz.

    bu haftaların uzunluğunun artışı güzel olurdu ama bunu kim yapacak hocam. dilekçe falan mı vermek gerek. ülke çapında oy mu toplanmalı.
    son olarak sitenizi çok beyendim(reklamsız).

  15. M.R.B.
    Şub 23rd, 2011 14:38

    ne yapmali bilmiyorum, ben fikir olarak attim ortaya, kendimce cikabilecek problemleri de cozmeye calistim. gerisine cok karismiyorum :)

    diger taraftan bankanin biri aldi bu fikrimi reklam yapti ama sadece uc hafta meselesini aldigi icin kabul gorecek bir teklif olmadi tabi :)

  16. Tamer
    Ağu 17th, 2011 11:16

    Lütfen olaylara dar pencerelerden bakmayalım.

    3 gün tatil demek başkalarına da 3 gün tatil demek. Yani hastaneler çalışmayacak anlamınada geliyor. Düşünün acil olmayan ama size rahatsızlık veren bir durumnunuz var. 3 gün boyunca uzman doktoru beklemek durumundasınız. Bu örneği çoğaltabiliriz. Gümrükleri düşünün. acil tıbbi malzeme için bir gün daha fazladan beklerken insanlar ölebilir veya vardiyalı 7/24 çalışan yerlerde üretim O bir gün yüzünden 3 gün hesapsız durabilir. Birilerini hafta sonları nöbetçi kalacaksa, O biz de olabiliriz.

    Kaldı ki hafta sayısı azalırsa spor müsabakaları nasıl tam sayısında gerçekleşecek. Ligden takımlarımı eksilteceğiz. Bu da lig sayısını arttırmak oluyor.

    Saygılar,

  17. M.R.B.
    Ağu 17th, 2011 22:36

    :)

Yorumlara kapalı.